Sen kan akıtmak istemedikçe, can almak istemedikçe aramazsın zaten vakitli vakitsiz. Biliyorum, en az sen kadar ben de istiyorum bu sefer acı çekmeyi, öldürmeyi, paramparça etmeyi. Biliyorum, bir cam parçasının her yanını kesişini izlemek zevk verecek ve sanık yazacak bir mahkemede uzun ve alengirli ismimin yanıbaşında. Oysa aşk bu ya, bir mahkemeye en uzak durmamız gereken dönemlerdeydik, bir muhakemeyi en az kaldırabilecek günlerde.
Mantığın terazisinde tart beni şimdi, sözcüklerini de kendi kefene koy, suskunluklarını sakın koyma tartıya, sen bir suskunluğun ağırlığını hissedecek kadar hissetmedin zaten beni. Boş uğraşlardayım biliyorum, bir ayrılık treninin raylarına bırakılmış bozuk para gibi deneyseldim sana göre, sevinecek miydin paramparça olduğumda ya da dümdüz?
Hep emprovize yaşamayı denedim ben. Plan yapmadım bir kadının dudaklarında kaplayacağı yerle ilgili dudaklarımın, bir başka tende acı anılar bırakmak gibi bir hedefim de olmadı bugüne dek. Hayat planlandığı gibi gitmek zorunda değil; ancak kötü planlar yapmamak kimseyi iyi biri yapmaz!
Kısacası ben erkektim, kaçtım her daim bazı sorumluluklarımdan. Kısacası kadındın, senin aklın karmaşık ve gizemliydi olmaması gereken tüm sıfatlara sahipti çoğu zaman. Kısacası ben yeterince eğilip bükülseydim, yeterince ehlileştirilmiş olsaydım daha kolay olurdu her şey.
Bir daha görüşürsek yanında bir kırbaç getir, öfkemi sustururken ihtiyacın olabilir.
Şimdi ise buna zamanın ardından bir araya gelip, kaptanların gemiyi terk etmediğini göstermek adına, daha farklı yaşanmışlıkları yazmak için kepenkleri tekrar açıyor.
2004 model köprü'yü ziyaret ettiniz mi?
su & mea
17 Temmuz 2009 Cuma
Cinayet Öncesi Son Telefon Görüşmeleri
Etiketler:
sarphan uzunoğlu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder