Bıraktığın her şeyi yakıp bir kutuya senle bitirdiğimiz o reçelin kavanozunun içinde kaldıralı çok oldu. O kadar çoktan o kadar aza dönüşmeni izlemenin zevki bir başkaydı biliyor musun? Şimdi ne o kutuyu kaldırdığım yeri hatırlayabiliyorum ne de reçeli yerken bana verdiğin sözleri. Sahi ne manasızmış söylediklerin. Şimdi şimdi anlıyorum boşu boşuna içime koyduğun umutlardaki anlamsızlığı.
Biliyorum hiçbir şey değiştirmiyor yazılanlar. Yüzünde parçalanması gereken bir kadehi tutuyorum elimde. Bir nefretin fermuarını çekiyorum, her şey hazır, gittiğinden beri artan özgürlük sevgim engelliyor olası bir cinneti.
Artık hiç reçel yemiyorum. Biliyor musun? Ölünce kendimi yaktıracağım ve senden kalanların küllerine karıştıracağım kendimi. Belki o gün görürüm, sen mi uğrunda harcanan bir hayat mı daha değerli!
Şimdi ise buna zamanın ardından bir araya gelip, kaptanların gemiyi terk etmediğini göstermek adına, daha farklı yaşanmışlıkları yazmak için kepenkleri tekrar açıyor.
2004 model köprü'yü ziyaret ettiniz mi?
su & mea
20 Eylül 2009 Pazar
Şimdi
Etiketler:
deneme,
kurgu,
sarphan uzunoğlu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder