En sevdiğim kadın, diye başlamak istiyorum bazen. Sola yatık yazmamayı öğretmiştiler bana, kalbimin olduğu yöne eğilmedim o günden beri. Korktum, kaçtım ondan. Sol elle yazmak bile sakıncalıydı ki sol elle düşünmek sol taraftaki o hayvanı harekete geçinmek zaten yasaktı. Bu yüzden en sevdiğim kadın diye başlayamıyorum.
Çünkü sevdiğimi nasıl anlatacağımı eskisi kadar iyi bilmiyorum. Bildiğim şeyler var elbet. Gidişinin çok koyduğu gerçeğinden bahsetmeye ne dersin? Dokuz yıl olmuş biliyor musun? Dokuz koca sene sonra gidişini kime anlatabilirim ki? Bir ölümden farkı nedir bu gidişin? Kelime oyunlarının iflah olmaz kazananı olduğum kadar bu oyunların sonuçlarına katlanan hep bendim. Belki de tüm o oyunların şarapnel parçası bizimse yaralananlar olduğumuz bu saldırı bir gün geçer.
O güne dek en sevdiğim kadın diye başlayamıyorum. O güne dek biliyorum ki o üç harfli şeyi içimize kim ya da ne yazdıysa acı çekmemizi istiyor olmalı.
Şimdi ise buna zamanın ardından bir araya gelip, kaptanların gemiyi terk etmediğini göstermek adına, daha farklı yaşanmışlıkları yazmak için kepenkleri tekrar açıyor.
2004 model köprü'yü ziyaret ettiniz mi?
su & mea
7 Eylül 2008 Pazar
En Sevdiğim Kadın
Etiketler:
öykü,
sarphan uzunoğlu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder