Duvara yaslanmış tellerinden biri kopmuş gitar… Ellerime aldığımda kendimi nasıl bü yük, nasıl sıradışı hissettiğimi hatırlıyorum. Bir başkası için değil kendim için yapmak istediğim bir şey olduğunu onu çalmanın ve o gitarla bir gün bir sahnede hayatımın en büyük doyumunu yaşamanın hayalini. Bazen gecelerce uyumadım öğrenmek için, bilenlerine sorduğum gün uzaklaştı benden, her gitar gibi oldu, başka parmaklar başka duygular gezdi sanki üstünde. Her gitar gibi ömrü geçmişti ve asla kurtulamayacağım bir anı gibiydi. Belki de budur seni en iyi anlatan. Elime aldığımda bana özgürlüğü tatma şansı veren, kendimi hayat sahnesinin doruğunda solo atarken görmemi sağlayan. Her aşk içimde kendi rockstarımı yaratıyor benim. Bazen çok obsesif, bazen çok rahat, bazen çok tutkulu. Senleyken hangisiydim, senleyken neydim, kimdim? Yaratım süresinde uyuşturucuya ya da kötü bir prodüktöre kurban gitmiş gibiydim senle ben. Elbette başkalarına sordum önce, aşkın ne olduğunu, kadınların nasıl mutlu edilebileceğini sordum. Karşılığında aldığım öğütlerden sadece “kadınlar mı, onlar seni yaralamaktan başka bir şey yapar mı sanıyorsun?” diyeni hatırlıyorum bugün. Sen üstüne çok düşünülmüş, sen içimi ele geçirmiş; ama beni büyütmek yerine beni çürütmüş bir hayalsin. Ne miydi seni o gitara benzeten. Bizim şarkımızın eksik notası mı vardı yoksa sözler mi hatalıydı… Senin nakaratın yoktu belki de. Sen söyleyemiyordun, sen sevsen bile beceremiyordun anlatmayı. Bir hiçe aşıkmışsın gibi, bana varlığımı gösteren ayna olmadın hiç. Senin varlığınla idare edişimdi zaman. Yoruldum, aynalara bakamaz oluşum da bu dönemdi belki de. Sen bana ben olduğumu hiç hatırlatmadın, nakaratını ne söyledin ne de yazdın bu şarkının. Kendi yazdığım şarkıya geri vokal yapmak koyuyor bana.. O yüzden bir başka aşkın bitiş şarkısı sürüklüyor beni geceye: “Artık sevgilim değilsin…”
Şimdi ise buna zamanın ardından bir araya gelip, kaptanların gemiyi terk etmediğini göstermek adına, daha farklı yaşanmışlıkları yazmak için kepenkleri tekrar açıyor.
2004 model köprü'yü ziyaret ettiniz mi?
su & mea
7 Eylül 2008 Pazar
Artık Sevgilim Değilsin
Etiketler:
öykü,
sanıkların ağzından aşk cinayetleri,
sarphan uzunoğlu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder